Menü Kapat

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

InterviewiconÇocuk doğurmayı göze aldıran erkektir

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

Bir dönem gazinoların en çok aranan isimlerden biri olan Şoray “Gazino kültürü başkaydı. Sanatçı adabıyla dinlenirdi. Her gece sahne alır ama yorulmazdım” diyor.

Nazan Şoray, müzik kariyerine gazino kültürünün altın çağı olarak anılan dönemde sahnelerin en çok aranan isimlerinden biri olarak başladı. Müzik yolculuğunda ilk 45’liği, Selami Şahin şarkısı olan “Sana Merhaba Dedim” oldu.

Yıllardır dillerden düşmeyen bir Barış Manço bestesi olan “Hal Hal” O’nu 7′ den 70′ e herkese tanıttı. O güzelliği ile her dönem kendinden söz ettirmeyi başaran bir isim. Yeşilçam’da 28 filmde imzası var. Şimdilerde uzun bir ardan sonra “Mültecin Olayım” adlı dört şarkılık maxi single’ıyla müzikseverlerle yeniden buluşmanın heyecanını yaşıyor.

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

Genç Kızlık Dönemlerimi Yaşayamadım

14 Yaşında Film Çevirmişsiniz, oyun çağında …

Hatta 13’tüm. Şimdi bakıldığında oyun çağı gibi görülse de o zaman sanki daha normaldi bu yaşlar. O yaşlarda kızlar evlenirdi. Bir de sette bana “Nazan Hanım ” demeye başlamışlardı. Bu “hanım” sözcüğü beni birden büyüttü, olgunlaştırdı hanım gibi davranmaya başladım ister istemez. Genç kızlık dönemlerini yaşayamadım. Şimdi yaşıyorum. ( Gülüyor )

Kimsesizler yurdunda kaç yıl kaldınız? O dönemleri anlatır mısınız?

Annem ve babam ayrılmıştı, ablam okula gidiyordu. Annem çalışıyordu, bana bakacak kimse olmadığı için annem yurda bırakırdı. Yatılı değildim, ablam okul dönüşünde beni alırdı. Unutamadığım oranın kapısındaki yazıydı,”Kimsesiz ve fakir çocuklar için”. Kız erkek çocukların bir tuvaleti vardı mesela oraya girmeye utanırdım. Öğlen saatlerinde battaniyeler verirlerdi küçük şezlonglarda uyuyalım diye, ben hiç uyumazdım.(Gülüyor) Bir de hiç oyuncak vermezlerdi, cam bir dolap vardı, gelen hediye oyuncaklar veya ailelerin gönderdiklerini oraya süs gibi koyarlar hiç vermezlerdi. Ben de merak ederdim gidip bakardım ama asla istemezdim. Hani istemek onuruma dokunacakmış gibi…

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

O dönemden hiç arkadaşım yok

O günlerden hala görüştüğünüz arkadaşınız var mı?

Yok, hiç hatırlamıyorum. Zaten çok küçüktüm beş yaşında falandım. O dönemden hiç arkadaşım yok.

Bir üvey kız kardeşiniz var. O hiç medyada görünmüyor. Ne iş yapıyor? Onun çocuklarıyla ilişkiniz nasıl?

Annemin ikinci eşinden. İlişkilerimiz hep iyi oldu. Onun babası Los Angeles’ta yaşıyordu. Onun için eğitimini Amerika’da aldı ve şu an evli. Bir tane de oğlumuz var yeğenimiz. Bir de erkek yeğenim var, görüşürüz, konuşuruz, çok severim yeğenlerimin hepsini.

Yaşadığınız Bebek’te esnafla ilişkiniz nasıldır? Alışveriş ettiğiniz bakkal, manav gittiğinizde nasıl karşılar?

Çok severim o sohbetleri. Aram gayet iyidir, taksi durağındaki esnaftan tut da, telefonla sipariş verdiklerime kadar. Ama pek fırsatım olmuyor şu aralar. Eve çok meraklıyımdır. Sofra düzenim meşhurdur. Gideyim dekoratif bir şeyler alayım, titizimdir.

Nazan Şoray “Sokak” insanı mıdır, “Salon Hanımefendisi midir”?

Her şeye, her duruma uyabilirim. Dolayısıyla yerine göre her ikisi de olabilirim. Ama isim olmanızın getirdiği bazı zorluklar oluyor, yani dışarıya çıktığınızda ister istemez inceleniyorsunuz. O beni biraz rahatsız ediyor, çünkü sürekli bakımlı olmak zorundasınız.

Eskiden Sanatçılar Adabıyla Dinlenirdi

Şarkıcılık döneminizde hiç tehdit aldınız mı?

Ayak kaydırmalar hep olurdu. Ünlü isimlerden değilse bile organizatörlerden ya da menajerlerden kaynaklı olurdu. Bana pek olamazdı çünkü ben kuvvetliydim, istediğim programları seçerdim. İsmim kuvvetliydi, her program beni istiyordu onun için benim seçebilme hakkım vardı.

O günlerden keşke şimdi de olsa dediğiniz ne var?

Gazino kültürü çok başka bir kültürdü, çok güzel ve özeldi. Beni dinlemeye gelen birçok insanla hala görüştüklerim var, onların da hep söylediğidir. “Keşke şimdi de o gazinolar olsa”.

Nedir peki o “keşke olsa” denilen?

Adabıyla dinlenirdi, sohbet edilirdi. Ben çok mutluydum, her gece sahne alırdım. Her gece değişik müşteri gelirdi. Haftada iki gün hafta sonları matineler olurdu, onlar ücretsiz sahne alımları şeklindeydi. Diyebilirim ki hayatımın bütünü sahnede şarkı söyleyerek geçti. Çok isteyerek kendi tercihim olarak seçmiştim bu işi, düşünün matinelerden bile yorgunluk hissetmiyordum.

Sinemayı daha mı az sevdiniz?

Şartlar öyle gerektirdi diyeyim. Ama sinemada oyuncu havasına girip oraya da uyum sağlayabiliyorum. Geçen sene hayatımda ilk defa tiyatro yaptım.”Üvey Karım” diye bir komedi oyunuydu, iki aya yakın provaları sürdü, her gece provalarına gittim. Çok güzeldi, orada da mutlu oldum. Turne de yaptık. İnsanlar ayakta alkışlıyorlardı. Ama bir daha tiyatro yapar mısınız derseniz “hayır”.

Birlikte film çekip de âşık olduğunuz aktör oldu mu?

Benim hiç bir zaman sinema veya müzik camiasından kimseyle hiç bir gönül ilişkim olmamıştır.

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

İşin Dokuz Ay Kısmı Çok Uzun

Neden hiç evlenmediniz?

Bir kere evlendim yurt dışında, ama Türkiye’de geçerli değil. Eğer konsolosluğa haber verseydim burada da geçerli sayılırdı ama gerek duymadım. Anne olmayı hiç düşünmedim veya anne olmayı düşündürecek bir erkek çıkmadı karşıma. Bana göre ilişkilerde, çocuk doğurmayı göze aldıran erkektir. Hamilelik, doğum bir ayda olup biten bir durum olsaydı, belki çok çocuk doğurabilirdim.(Gülüyor). İşin dokuz ay kısmı çok uzun ve sonrası da bana hep zor gelmiştir.(Gülüyor)

Sizinle evlenmeyi düşünen erkeklerin aileleri sizin şöhretli oluşunuzu sorun yapmış. Şöhret boynunuzda ağır bir zincir mi? Şöhretin ağırlığı mı evlenmemeyi etkiledi?

Evet, tam manasıyla böyle diyebiliriz. Kişilerden ziyade ailelere ağır gelir şöhret. Bir peşin hüküm var nedense. Hâlbuki çok yanlış. Ama tanıdıklarında değiştiğini ve değişebileceğini gördüm ve biliyorum. Ailelerle bir sorunum kalmadı, ismimin temiz bir isim olduğunu düşünüyorum. Evliliği düşünebilirim.

Hala bilinmeyen, sakladığınız sırrınız var mı?

Mutlaka. Bir değil belki birkaç tane vardır. Zaten açıkladığında sır olmaktan çıkar. Sakladıklarım genellikle duygularımla alakalıdır.

Birikimim daha çok olabilirdi

Birikimlerinizi nasıl değerlendirdiniz?

Birikimim daha çok olabilirdi. Ancak ben işlerime yatırım yaptığımdan öyle çok olmadı. Albümlere, kıyafetlere çok harcadım. Londra’da küçük bir evim var bana ait bir de oturduğum evim var.

Sabahları mutlu mu uyanırsınız?

Genellikle iyi uyanırım, bir de iyi uyanmayı isterim. Sevmem öyle sabah nalet uyananları, kendim de nalet uyandıysam kendime kızarım, evde başkaları da varsa hatta onlardan da utanırım. Etrafımdaki insanları da mutlu etmek isteyen bir yapıya sahip olduğumdan buna çok dikkat ederim.

Hayattan bezdiğiniz zamanlarda neler yaparsınız?

Kişisel gelişim kitapları okurum. Romanlardan sıkılıyorum. Daha çok biyografi ve kişisel gelişim kitapları okumak bana iyi gelir. Fal baktırırım, terapi gibi gelir bana. Allah’tan evim sessiz, o sessizlik de beni dinlendiriyor. Televizyon beni mutsuz ediyor. Takip ettiğim iki üç dizi var. Arada onlara bakarım.

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

Yaşanacak çok şeyim var

Yeni dönem erkek oyunculardan beğendikleriniz var mı?

Erkan Petekkaya, Halit Ergenç, Okan Yalabık.

En çok etkilendiğiniz Türk yazarı kim?

Zülfü Livaneli, Murathan Mungan’ı beğenirim. Ben kelimelerle oynamayı ve oynayanları seviyorum. Çok hikâyeli şeyleri okumuyorum.

Siz yazmayı düşünüyor musunuz?

Hayır. Çünkü daha yaşanacak çok şeyim var. Belki onları yaşadıktan sonra düşünebilirim.

Duaların Enerjisine Çok İnanıyorum

Batıl inançlarınız var mıdır?

Batıl inançlarımı tersine çevirmeyi başarıyorum. Önceleri “kara kedi görmek” ile bir derdim vardı ama nasıl başardım bilmiyorum, şimdi “kara kedi görmek” bana çok uğurlu geliyor.13 rakamıyla ilgili bir takıntım vardı, artık oda bana çok uğurlu geliyor. Sahne öncesi de dualarımı ederim.

Namaz kılar mısınız?

Namaz kılmak ve dua etmek bence çok önemli. İnsanı negatif düşüncelerinden arındırıyor. İnsanın Tanrı ile bütünleştiği haller onlar. Her gün düzenli kılmıyorum ama çok dua ederim. Duaların enerjisine çok inanıyorum.

Kabartay Çerkesiyim

Sizin döneminizin birçok ismi siyasete girdi, çeşitli sivil toplum örgütleri ile çalıştı. Size siyasete girmeniz adına teklif geldi mi?

Gelmedi. Zaten düşünmezdim. Belediye başkanlığını belki düşünebilirdim ama o da zor olurdu.

Siz de “Çerkes” güzellerimizdensiniz. ” Çerkes Güzelliği “diye bir şey var. Nedir bu?

Evet, Kabartay Çerkesiyim. Hatta alacaksan Çerkes kızı al derler bilirsiniz. Hem medeni hem de örf ve adetlere bağlıdırlar, saygılıdırlar. Güzellik oradan gelir bence. Yüz güzelliğine gelince ben yüzüme krem bile sürmem. Estetik hiç yok. Mesela ablam odaya girdiğinde ben hala ayağa kalkarım. Hiç bir zaman bacak bacak üstüne atıp oturamam.

Kübra Ünlü – Nazan Şoray Röportajı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir