Menü Kapat

Kübra Ünlü – Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç Röportajı

Kübra Ünlü – Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç Röportajı

Interviewicon

Tasavvuf, felsefe ve siyaset

Kübra Ünlü – Mahmud Erol Kılıç Röportajı.

İslam dünyasının önemli bilim insanlarından Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, Anadolu’nun Ruhu adlı kitabında Müslümanların aydınlanmasında İbn Arabi ve Mevlana’nın iki önemli olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Kılıç, dünya siyasetinin belirlenmesinde ezoterik ve hermetik yapıların etkili olduğunu söylüyor: “Bush, ‘Haçlı seferi’ dedi, Vatikan Opus Dei oluşumunu kabullendi”

Tasavvuf, felsefe ve siyaset… İslam felsefecisi Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, kendisiyle yapılan söyleşilerden oluşan Anadolu’nun Ruhu adlı kitapta irfani geleneğin felsefi referans arayışındaki modern Türkiye’ye sunduğu imkânları ortaya koyuyor.

“Mevlana’yı keşfetmek Türkiye’deki ‘modern Müslüman’ın en büyük sorunlarından biri. Osmanlı ve Selçuklu ile yaklaşık bin yıl boyunca Mevlana, Yunus Emre, İbn Arabî gibi ariflerle oluşmuş sufi İslam düşüncesine sahiptik, bunu kaybettik. Modern Türkiye Müslüman’ı bu gelenekten kopmuş durumda” diyen Kılıç, günümüzde birçok kişinin Mevlana’yı yanlış anladığını veya görüşlerini kendine uydurarak bir Mevlana oluşturduğunu söylüyor. Kılıç ile son kitabını konuştuk…

Kübra Ünlü – Mahmud Erol Kılıç Röportajı

Tahrip De Edebilir

“Anadolu’yu büyük bilgelerin nefesi mayalamıştır” diyorsunuz. Anadolu’da tasavvufun bu kadar gelişmesinin sebebi bir yatkınlık meselesi mi? Öyleyse bu yatkınlığın kaynağı nedir? Aynı maya, gelişen ve değişen Anadolu’yu hala kapsıyor mu?

Mekânların da ruhu var. Ona o ruhu üfleyen orada yaşayan olgun insanlar. Ruhani tesirler, maddi tesirlerin aksine ondan uzaklaşılsa bile çok uzun seneler devam eder. Bu sebepten Anadolu’da ki bu tabir Osmanlı Rumeli’sini de kapsamaktadır, hala irfan dumanı tütmektedir. Malum bir yanardağ uzun yıllar sönük durabilir. Fakat altında fokurdayan bir yapı olduğu müddetçe yüzyıllar sonra lav fışkırtmaya başlayabilir. Bahsetmiş olduğum bu arazi üzerinde güzel bir sentez yakalandı.

Yaşadığımız modern dünyada mistik yönelimlerin ve inançların manipülasyona açık olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu anlamda dini inançların siyasi malzeme olarak kullanıldığını mı düşünüyorsunuz?

Din ve diğer manevi düşünceler bir yönleriyle insan hayatına hiçbir ideolojinin yapamayacağı olumlu katkıyı yapabilirlerken diğer yönden ise çok tehlikeli tahriplere de yol açabilmektedir. O nedenle bu kurumların derin anlayış sahipleri tarafından itinayla kullanılması gerekir.

Felsefeye göre varoluşta her şey sembollerden ibaret, bu anlamda ayetlerin de aslında birer sembol olduklarını ifade ediyorsunuz. Konuyu biraz daha açabilir misiniz?

Bu, hakikat ve mecaz konusu. Gerçekten var olmak ne demektir? Ölümlü varlıklar var olabilirler mi? O zaman bu görülürler âlemi hakikat değildir. Yansımadır. Yansıma ise hakikat ancak remzedilir. Sembol bu demektir. Bu durumda sembolleri çözmek çok mühimdir. ‘Ayet’ de bu demektir. İşaret dilini, kuşdilini bilmek lazım ki kastedilen tam olarak anlaşılsın.

Sorunlar Maddesel

“Maddi iktidar, ruhani otoriteye tabi olmalıdır” sözünüzden Hıristiyanlıktaki ruhban sınıfı benzeri bir yapılanmayı mı anlamak gerekiyor. Bu anlamda Vatikan ve Papalık kurumunun etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu evrensel bir prensip. Bütün dini geleneklerde var. Hindu, Budist, Hıristiyan, İslam. Zira bütün dinler maddi olanın geçici manevi olanın kalıcı olduğunu talim eder. Sorunlar maddesel düzeydedir. Ruhani düzeyde ise daha çok birlik vardır. O zaman otorite, maddi değil manevidir. Evet, bazı ülke kralları ‘Biz Papa’nın emrindeyiz’ derken bu görüşü yansıtır. Onlarda Vatikan çok önemlidir. Tahrip edilmeden evvel bizde de ‘Halife’ye tabi olmak’ anlayışı vardı. Hind’de, Java’da, Afrika’da insanlar Halife’ye bağlılıklarını bildirirlerdi.

Bush Da Ağzından Kaçırmamış Mıydı?

Kitabınızda hermetizmden ve hermetik oluşumlardan bahsediyorsunuz. Tasavvufta hermetizmin yeri nedir?

Tasavvufla yer yer kesişen ortak alanları olmakla birlikte tasavvuf daha doktrinerdir ve kapsayıcıdır. Hermetik felsefe, bir bakıma tasavvufi ilimlerin fizikasıdır, tabiat anlayışıdır.

Dünya siyasetini yönlendirmede ezoterizmin etkin rolü olduğunu söylüyorsunuz. Dünyanın ezoterik ve hermetik yapılarca yönetildiği gerçeğini mi ifade ediyorsunuz?

Bush ağzından ‘Bu bir haçlı seferidir’ lafını kaçırmadı mı? Vatikan ‘Opus Dei’ oluşumunu zımnen kabullenmedi mi? Büyük Helen İmparatorluğu’nu canlandırmak isteyenlerin ayinleri yok mu? Hâsılı ezoterizm, Müslümanlar hariç bütün dünyada siyaset, ticaret ve askeri dünyada en etkili arka plan rolü oynamaya devam ediyor. Bunu anlamak için günümüz dünyasında olup biten hadisatın sembollerini okumayı bilmek lazım. Vahabilik- Kemalizm-modernizm üçlüsünün kutsal ittifakıyla bizler bu yönümüzden koparıldık. Kuru ve sığ dindarlık hadisatı anlamakta yetersiz kalır. Böylece korumasız hedef haline getirildik.

Kübra Ünlü – Mahmud Erol Kılıç Röportajı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir