Menü Kapat

Kübra Ünlü – Hülya Koçyiğit Röportajı

Kübra Ünlü – Hülya Koçyiğit Röportajı

InterviewiconKübra Ünlü – Hülya Koçyiğit Röportajı

Kübra Ünlü – Hülya Koçyiğit Röportajı

Bale eğitimi alırken annesi gazete İstanbul Şehir Tiyatrolarının çocuk bölümü açılacağını okur. Henüz on yaşını sürdüğü günlerde annesi üç çocuğunuda buraya kayıt yaptırır. Çocuk piyesleri ile ilk tiyatro oyunlarını sergilemeye başlar. Ortaokulun bitmesine yakın günlerde Muhsin Ertuğrul küçük Hülya’nın annesini çağırır ve “ Kızın çok yetenekli, iyi bir eğitim alırsa, iyi bir oyuncu olacağından eminim, bunu lütfen değerlendirin”. Ve ardından İstanbul Devlet Tiyatrolarında eğitim almaya başlıyor.Yine annesi vesilesiyle Metin Erksan’ın Susuz Yaz Filmi ile sinemaya geçiş yapıyor. İlk film ile birlikte ilk ödülünü de alıyor. Hayat felsefemin temeli anneannesini halk filozofu olarak tanımlıyor. Kariyerinin zirvesinde iken “iyi ki karşıma o çıktı” dediği eşi Selim Soydan ile 20 yaşında evlenir.

Yeşilçam sinemasının 70 li- 80 li yıllarına damga vuran dört kadın ismine verilen “dört yapraklı yonca” dan biri olmuştur. Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasından biri olan Hülya Koçyiğit, siyasete girme konusunda ne düşünüyor? En beğendiği yönetmen kim? Kenan İmirzalıoğlu ile karşılıklı oynamak istiyor mu? Cem Yılmaz’ı neden çok beğeniyor? Mutlu evliliğinin sırrını nasıl açıklıyor? Ve daha fazlasını ben sordum,  Hülya Koçyiğit yanıtladı…

‘Dört Yapraklı Yonca’ Yeşilçam tarihinin yapı taşlarından biridir. Filiz Akın, Türkan Şoray, Fatma Girik ve Hülya Koçyiğit… Peki, bu oyuncuların özelliklerini taşıyan yeni oyuncular yetişiyor mu?

Kendini denemek, ispat etmek isteyen gençler var. Onlar için bir ortam da var. Bunu deneyecekler ama elekten birileri elenecek. Eleğin üstünde kalanlar, bu işi seçenler arasında ise mesleğin ne kadar çok özveri gerektirdiğini bilip bu özveri yürekliliğini gösterenler devam edecek. Basitleştirmeden, hakkını vererek işin haysiyetini taşıyacaklar bu işi yapabilecek. Biz de göreceğiz, alkışlayacağız.

Dizi İzlemiyorum

Dizileri takip eder misiniz ya da o dizilerdeki yeni oyuncuları?

Diziler bana oyuncu ve yönetmenlikler hakkında pek bir şey vermiyor. Mesleki açıdan ciddiye almıyorum. Ben onları sinemada ya da bir sinema filminde, halkı ne kadar cezbedebilmişler, onu görmek istiyorum. Bu alanda denemeler yapıldıkça hoşuma gidiyor. Biz artık yönetmen sinemasını dillendirmeye başladık. Aktör olarak düne kadar izlenen insan ‘Mahsun Kırmızıgül sineması’ olarak adlandırıldı. Yönetmen olarak yeni bir akım başladı şimdi, onları izlemek lazım. Cem Yılmaz’ı sorgusuz sualsiz çok seviyorum. Zekâsı, ahlakı, görüşleri ve yaydığı sıcacık ışıkla muazzam bir yetenek. Sinemaya küsmesin, hep sinema yapsın. Çünkü çok da iyi bir aktör.

Birlikte oynamak ister miydiniz?

Çok hem de çooook. Beraber vakit geçirmek isterim onunla, onu gerçekten çok seviyorum.

Yönetmenler Bizden Korkmasın

Hülya Koçyiğit kendini yeni mi eski mi, hangi filmlerinde daha iyi buluyor?

Her dönemde kaliteli, iyi yönetmenlerin yönettiği, kaliteli işler yaptım. Festivallerde entelektüel izleyicinin takdirini kazanan filmlerimde oldu ama halkın ilgisini çekmiyordu. Duygulara hitap eden, aşk hikâyeleri hep daha çok izleniyordu. Ben ikisini de yaptım. Dolayısıyla ben yaptığım her işi çok severek yaptım. Popülerliğe gelince o bir değer katmaz, doğru işlerle anılmak daha çok hoşuma gidiyor.

Bu denli sinema tutkunu Hülya Koçyiğit neden uzun aralarla sinemada peki?

Benim yüzümden biraz. Sinemadaki üretim biçiminden de kaynaklanıyor diyebiliriz.

Yeni dönem sinemacılar sizlere senaryo getirmeye kalktıklarında isimlerinizin büyüklüğünden çekiniyor olabilirler mi?

Yönetmenler bizden korkmasın!

Reddedilmekten, yakıştıramamaktan korkuyorlar. Oysa tam tersi. Eğer biz bu güne kalabilmişsek, kendini yenileyebilmiş insanlarız. O açıdan korkmamaları gerek. Sinema bir ekip işi, tabii ki yeni, heyecanlı gençlerle bu işi meslek olarak yıllarca yapıp belli bir birikime kavuşmuş insanlar bir arada meç edilirlerse, zannediyorum halkı da yakalamak kolay olacak.

“Dört Yapraklı Yonca” tekrar bir arada olacak mı?

Bir araya geldik ama galiba yanlış bir projeydi. Yıllarca çok büyük dramlarda, büyük sinema filmlerinde bizleri teker teker izledi insanlar. Sonra biz bir araya gelip bir komedi dizisi yaptık. Bir Amerikan dizisinin uyarlamasıydı. Seyirciye çok sıcak gelmedi. Onun için bir daha pek bir araya gelmek gibi bir düşüncemiz yok.

Sizce günümüzün jönleri kim?

Her dönem vardı, her dönem de olacak. Üstelik şimdi çok yetenekli çocuklar var. Kenan İmirzalioğlu oldukça iyi.

O zaman Cem Yılmaz ile film yapalım, Kenan İmirzalıoğlu ile oynayalım mı?

Vallahi ben değil herkes ister. Kim istemez ki?

Teklif Gelse Siyaseti Düşünürüm

Bir dönem siyasete girmiştiniz.

Siyasete girmem yönünde teklif gelse düşünürüm…

Turgut Özal, başbakan olduğu ilk yıllarda bir ülkenin propagandası için sanatın önemli olduğunu düşünüyordu ve Türkiye’de sinema sanatının durumu nedir diye bizlerden öğrenmek istedi. Bir gün bana dedi ki ‘Hülya Hanım ben sizi izliyorum, fikirlerinize saygı duyuyorum ama bu sadece konuşmakla olmaz. Çalışmanın yeri meclistir, gelin benim çalışma arkadaşım olun.

’ Hayatımda aklının kenarından siyaset geçmemiş bir kişiyim. Çok da saygı duyduğum bir insan ve hayır diyemedim. Bir de öyle bir söyledi ki ‘ Bu senin görevin ’ der gibi. Ne yapmam gerektiğini sordum, beni İzmir’den milletvekili adayı göstereceğini söyledi. Aniden kendimi milletvekili adayı olarak buldum.

Sonra tanıdığım kişilerin yanına gidip onların taleplerini dinledim. Onlar o kadar memnunlardı ki fakat bir yandan da bana şüpheyle bakıyor, ‘ Yani sizi bir daha sinemada göremeyecek miyiz? ’ diye soruyorlardı. Ben de cevap veremiyordum. Seçimde kazanamadım ama inanın hiç üzülmedim. Hep bu işe gönlünü ve yıllarını vermiş kişilerin yapmasını isterdim. Hakikaten film çevirmeden de nasıl dururum diye de düşünmüştüm o dönem. Ama sanatçı siyasetçiden çok daha büyük sorumluluk duyuyor halkı için, onu öğrendim. ‘Ben işimi yapayım, işimi yaptığım sürece halkın yaşamında daha da etkili oluyorum’ diye düşündüm.

Bugün milletvekilliği adaylığı düşünür müsünüz?

Bu bir ekip işidir, bir teklif gelse düşünürüm. Kimlerle yapacağım bu işi, ne kadar güveniyorum, inanıyorum, onlar bana ne kadar güveniyor ve inanıyor. Düşünürüm yani…

Eşim İçin Her Şeyi Yaparım

“Evlilik sonsuz mutluluk değil, mutlak fedakârlıktır” diyorsunuz.

Kesinlikle böyle ama karşılıksız değil. Tek kişinin fedakârlığı da değil. Ben ona öyle çok inanmış, güvenmişimdir ki onun için her türlü fedakârlığı yaparım. Bilirim o da benim için her şeyi yapacak. Yani tek başına onun yapması da doğru değil, tek başıma benim de her şeye eyvallah demem doğru değil. Zaten o acı verir. Beraber yapılıyorsa tadına doyulmaz.

Yıllara meydan okuyan bu güzelliğin sırrı nedir?

Bana hayran olan, beni izleyen ve takip eden seyircilerime karşı zannediyorum bir saygı bu. Onlara saygısızlık etmemek için tabii ki kendime özen gösteriyorum. Çok da istikrarlı bir şeyler yapmıyorum. En fazla yapabildiğim yürüyüş.

Bu nefis söyleşi için, zarifliğiniz için, gönlümüzde ve gönlümde böyle narin, böyle merhametli, böyle pamucuk pamucuk sevgili bir sevgiyle yer ettiğiniz ve dahası orada kaldığınız için;  ben gerçekten teşekkür ederim.

Sen de çok zarifsin Kübracığım, bilmukabele.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir